17 Eylül 2012 Pazartesi


        CENAZE NAMAZI

          --------------------------

      CENAZENİN  HELALLIK  DUASI

      CENAZENİNEVİNİN KAPISINDA ALINIR

       --------------------------------------------

           DESTURU PİR!

Sevgili komşular yine ikimizden bir canımız

Hak'kın yürüyen kervanına katılmıştır.

Bu canımızı ebedi yurduna koymak için burada toplanmış bulunmaktayız.

Canlar, Hak'ka yürüyen bu merhumdan alacağı olan, geride kalan çocuklarından alabilirler. Cenabi Allah, kul hakkıyla gelme diye buyuruyor, verecegi olanlar yine çocuklarına verebilirler.

Değerli canlar, yedi yerde komşu hakı vardır, bu merhuma dünya  haklarınızı

Helal ediyor musunuz? Helal Olsun! Helal ediyor musunuz?

Helal Olsun! Helal ediyor musunuz?

Helal Olsun! Helal Olsun diyen diller, ağrı, acı görmesin.

Cümle merhum larımızın ruhları Şa'd mekanı Cennet olsun!

 

DESTURU PİR!

 

Bareke Allah, Bareke Allah, Bareke Allah

Fiy küm ahseni küm Sadiri Bediri Veledi ademe

  Muhammedel Mustafa Sellallahı teala Aleyhi Vesellem

Ahd için, iman için, dest için, deman için,

Pak için, evlad için, Bu merumun mekanı cennet olması için,

Bizi duadan unutmayın diyen kullar için,

Ehl-i Beyt'i Ali Eba yad eden canlar için,

Rıza-ı lillah için,El Fatiha ( Fatiha Suresi okunur )

 

 Helallık burada son bulur,

-------------------------------

 Cenaze  namazı cem evinde veya mezarda

 musallataşında konur namazı  kılınır.

------------------------------------------------

Cenaze namazı yarımay şeklinde saf olunur, yani

Camal Camala saf olma şekli:

 

DESTURU PİR!

Durduk divana, uyduk Kuran'a, yönümüz

Kabe'yi Beytullah'a,

Niyet ettik cenaze namazına,

 

Er kişi niyetine, Er kişi niyetine, Er kişi niyetine,

Allah için namaza, meyit için duaya, (bileniniz duasını okusun,

Bilmeyeniniz Selavatı Şerife getirin) (üç saf, dört tekbir uyun, hazır olun.

Cemaatin imamına, siz dahi imam, iman dahi diyni

Muhammede der) (Allahu ekber der, eller kaşa kadar kalkar, eller bağlanır)

 

1 inci kamet eteyi yatı okunur

2 nci kamet Allahümme Sali okunur

3 üncü kamet Allahümme Barık okunur

4 üncü de sağa sola Selam verilir.

Ve burada Fatiha okunur, eller yüze kalkar,

--------------------------------------

Cenaze namazı tamamlanmış olur

28 Nisan 2012 Cumartesi


Kızıl Deli Sultan Zaviyesi

Batı Anadolu'nun ve Balkanların Türkleşmesinde ve yurt edinilmesinde etkin adlardan olan Kızıl Deli Sultan'ın asıl adı Ali'dir. "Seyyid Ali Sultan Velayetnamesi" adıyla adına efsaneler üretilen bu Türkmen kocası, Bektaşilerin gözde adlarından olup, aynı zamanda Hacı Bektaş Veli Dergahı postnişinlerindendir. Kızıl Deli Sultan'ın belgelerde kimi kez Kızıl Divane olarak işlendiği de görülmektedir.
Tire'deki Kızıl Deli Sultan Zaviyesi, kentin tarihi coğrafyasında Ali Baba, Hacıköy ve Boynuyoğun gibi önemli bir yerleşim üçgeninin doğu ayağında yer almaktadır. Beylik Devri'nin ünlü zaviyelerinden olan Kızıl Deli Sultan zaviyesi, köyün sırtında, bugün "Dede Evleri" denilen semtte bulunmaktaydı. Boynuyoğundaki zaviyeye beylik devri liderlerinden Aydmoğlu Cüneyt Beyin vakıfları vardır. Cüneyt Bey, köy sınırında İlyas oğlu Hacı Mehmet'ten 50 altın florine satın aldığı kestaneliği zaviyeye bağışlamış olup gelen gidene (Ayende ve revendeye) ve fukaraya sarf oluna diye, koşul getirmektedir. 1583 Tarihli bu belgede, zaviyede şeyh Mevlana Şeydi Alaeddin bulunmaktadır. Belgeden zaviyenin 5 hücreli olduğunu öğrenmekteyiz. Bu dönem belgeleri içinde yine 1531 yılı kaydında , "Vakfı zaviye-i Deli Baba der karye-i Boynuyoğun" ibaresinin yanısıra, köy civarından Abdi Bey'in zaviyeye kestanelik vakfı görünmektedir. Zaviye coğrafyasından günümüze sadece "Dede Evleri" adlı bir semt mirası ulaşabilmiştir. Yıldırım Bayezit'in Aydınoğulları Beyliğini Osmanlı topraklarına katması sırasında, Kızıl Deli Sultan'ı Balkanlara taşıması ve burada evlatlık mülkler olarak "Tırfıllı Viran, Büyük Viran, Darı Bükü) adlı üç köy bağışı dikkati çekmektedir. 1402 (H.804) tarihli mülknamede, Yıldırım Bayezit'in "Kızıl Deli'ye verdüm ki" hükmü daha sonra II.Bayezit tarafından da onaylanmıştır. Rumeli'ye ayak basışı, 1412 (H.815) Tarihli vakfiyesinde "Diyar-ı Rumeli İslam ile müşerref oldukta gelen..." ifadesiyle verilmektedir. Yıldırım Bayezit, Kızıl Deli'den boşalan Boynuyoğun Köyü'nü bu kez "Kıranoğulları'na" tımar olarak vermiştir. Kızıl Deli Sultan'ın Tire'nin Boynuyoğun, Birgi'nin Tekirli (Bekirli) Köyle¬rindeki zaviyeleri dışında Tire'nin batı kesimindeki su yollan ve çeşmeleri Sadrazam Lütfi Paşanın 1543 tarihli vakfiyesinde de yer almaktadır. Buradan, Kızıl Deli Sultan'ın Tire'nin batı kesimi su hizmetlerinde öncü adlardan olduğu anlaşılmaktadır. Yine, köyün kuzey eteğindeki ünlü Hacıköy Mezarlığı tarihi açıdan en kayda değer belgesel özellikli bir kabristan¬dır. Ayrıca, köyün üstündeki kestaneliklerin zaviyenin vakıfları olduğu, vakıf kayıtlarından anlaşılmaktadır.
Kaynak : Devlet Arşivlerinde Tire, A.Munis Armağan, 2003.
Seyid  ali sultan  Kızıl Deli  evlatları ve soy kütüğü
MUSTAFA   HALİFE
ĞÖKVELİ  HALİFE
DEVRİŞ  ALİ HALİFE
BABASI   ES- SEYYİD ŞEYH  SÜLEYMAN,
BABASI   ES- SEYYİD ŞEYH   BİLANUHUR,
BABASI   ES- SEYYİD ŞEYH  DEMİR ,   
BABASI   ES- SEYYİD ŞEYH BUDAĞ,
BABASI   ES- SEYYİD ŞEYH   KARA  ALİ
BABASI   ES- SEYYİD ŞEYH  ŞABAN  
BABASI   ES- SEYYİD ŞEYH ÇOBAN
BABASI   ES- SEYYİD ŞEYH  KARA  BABA
BABASI   ES- SEYYİD ŞEYH  SERSEM  ALİ   İLK  DEDE 
BABASI   ES- SEYYİD ŞEYH  SEYİD ALİ SULTAN (KIZILDELİ)
BABASI   ES- SEYYİD ŞEYH    İBRAHİM
BABASI   ES- SEYYİD ŞEYH  AHMET   BABASI
BABASI   ES- SEYYİD ŞEYH   MUSLİHÜDDİN     
BABASI   ES- SEYYİD  ŞEYH    MUHAMMED
BABASI   ES- SEYYİD  İMAM-I  HASAN-ÜL-ASKERİ
BABASI   ES- SEYYİD  İMAM-I ALİYYÜN- NAKİ
BABASI   ES- SEYYİD  İMAM-I MUHAMMED-ÜN  TAKİ
BABASI   ES- SEYYİD  İMAM-I ALİ  MUSA RIZA SULTAN-I  HORASAN  HAN
BABASI   ES- SEYYİD  İMAM-I   MUSA-İ  KAZIM
BABASI   ES- SEYYİD  İMAM-I  CAFER-İ  SADIK 
BABASI   ES- SEYYİD  İMAM-I  MUHAMMED  BAKIR  
BABASI   ES- SEYYİD İMAM-I ZEYNELABİDİN MASUM-İ  PAK
BABASI  ES- SEYYİD  İMAM-I  HÜSEYİN-İ   KERBELA  
BABALARI İMAM-I ALİ (ALLAH CÜMLESİNDEN RAZI  OLSUN).

26 Nisan 2012 Perşembe

23 Ocak 2012 Pazartesi

KISACA HZ. ALİ
(A.S)’IN HAYATI


Hz. Ali (a.s), Resulullah (s.a.v)’in vasisi, halifesi ve on iki imamın
ilkidir. Hz. Ali (a.s), Amm’ul- Fil’in 30. yılının on üçüncü günü,[1] bazı
rivayetlere göre Zilhicce ayının yedinci günü[2] Kabe’de dünyaya geldi.

Değerli babası, Ebu Talib, annesi ise Esed kızı Fatıma’dır. Zeyd ve Haydar
da onun diğer mübarek isimlerindendir.[3] İki meşhur künyesi de Ebu’l-
Hasan ve Ebu Turab’dır.[4] Hazretin hiç kimsenin ortak olmadığı kendisine
has lakabı ise “Emir’ul- Muminin”dir; Murtaza, Hadi, Sıddık, Faruk, Veli,
Şahid...de onun yüzlerce lakaplarından sadece bir kaç tanesidir.[5]

Emir’ul- Muminin Hz. Ali (a.s)’ın çocukluk dönemi, Resulullah (s.a.v)’in
çocukluk döneminin geçtiği evde geçmiştir; o evde büyüyüp olgunlaşmıştır.
Bu büyük şahsiyetlerin her ikisi de Ebu Talib’i bir baba ve yönetici
olarak tanıyorlardı; Esed kızı Fatıma’ya da anne diyorlardı.[6]
Bu iki yüce şahsiyet arasındaki köklü ailevi bağlılık, Resulullah
(s.a.v)’in Hz. Ali’yi iyi eğitmesi ve onu özel lütuflarından
yararlandırması için uygun bir zemin hazırlamıştı.

Hz. Ali (a.s)’ın kendisi o değerli lütufları şöyle anıyor:
“Çocuktum henüz, o beni bağrına basar, yatağına alırdı;... beni koklardı;
lokmayı çiğner, ağzıma verir yedirirdi... Ben de her an, devenin
yavrusu,nasıl anasının ardından giderse, onun ardından giderdim;o her gün
bana huylarından birini öğretir ve ona uymamı buyururdu. Her yıl Hıra
dağına çekilir, kulluğa koyulurdu. Onu ben görürdüm, başkası görmezdi.”
[7]

On üç yıl böylece geçti, Resulullah (s.a.v) İnzar ayetinin[8] nazil
olmasıyla kendi akrabalarını İslam’a davet etmekle görevlendi. Muhammed
bin Cerir-i Taberi, Hz. Ali (a.s)’ın şöyle buyurduğunu
naklediyor:“Resulullah (s.a.v) beni çağırdı ve şöyle buyurdu: “Ya Ali!
Allah-u Teala, kendi yakınlarımı inzar etmemi (uyarıp korkutmamı)
emretmiştir. Sen bizim için bir yemek yap. Sonra Abdulmuttalib oğullarını,
onlarla konuşmam için bir araya topla da iletmekle görevli olduğum şeyi
onlara ileteyim.”

Ben de Resulullah’ın emri üzere onları bir araya topladım, Resulullah
(s.a.v) onlara hitaben şöyle buyurdular: “Allah-u Teala, sizi O’na davet
etmekle beni görevlendirmiştir. Sizlerden hanginiz, aranızda benim
kardeşim, vasim ve halifem olmak istiyor?” Orada bulunanların hepsi
sustular. Onların hepsinden yaşta küçük olmama rağmen; “Ya Resulellah! Ben
senin yardımcın olmak istiyorum” dedim. Resulullah (s.a.v) elini benim
boynuma koyarak şöyle buyurdu: “Bu şahıs, benim sizin aranızdaki kardeşim,
vasim ve halifemdir; sözünü dinleyin ve emirlerine uyun.” [9]

Böylece İslam’ın şanlı tarihinde, Emir’ul- Muminin Hz. Ali (a.s) ilk
müslüman olarak tanınmış oldu. Nitekim Zeyd bin Erkam ve İbn-i Abbas’ın
tanıklığıyla Hz. Peygamber’in aleni davetinden önce de Hz. Ali
müslümandı.[10]
Buna ilaveten Hz. Ali’nin hilafet ve vesayeti, “Gadir-i Hum” günü diğer
müslümanlara da açıkça beyan edildi.

İslam’ın aşikar olmasıyla Kureyişlilerin Resulullah’a karşı eziyetleri de
başladı, bu baskı ve eziyetler hicret zamanına kadar devam etti. Tarihin
tanıklığıyla bu müddet içerisinde Resulullah’ın en büyük yardımcı ve
destekçisi, Hz. Ali’nin babası Ebu Talib olmuştur. Ebu Talib Kureyşin
büyüğü olmasına rağmen hiçbir zaman Resulullah’ı Kureyişlilere teslim
etmedi. Oğulları Ali ve Caferi ve kardeşi Hamza’yı ona yardımcı olmaya ve
sürekli onun yanında bulunmaya davet etti.[11]

Bi’setin onuncu yılında Ebu Talib’in ölümüyle, Kureyşin Müslümanlara olan
baskı ve eziyetleri daha da arttı. Resulullah’a küstahlık yapmaya
başladılar ve defalarca onu öldürmek istediler. Nihayet her kabileden bir
kaç genç toplanıp hep birlikte ansızın Hazrete saldırarak onu kılıçla
öldürmeyi kararlaştırdılar.[12]

Resulullah (s.a.v), İlahi vahiy ile onların bu komplosundan haberdar oldu
ve gece vakti Mekke’yi terk etmesi emredildi. Bu yüzden Hz. Ali’yi
çağırarak o gece (Leylet’ul- Mebit) kendi yerinde yatmasını ondan istedi.
Hz. Ali de canı gönülden kabul edip onun yerinde yattı.[13]
Kureyş gençleri sabaha doğru yalın kılıçla Resulullah’ın evine
saldırdılar. Ama içeriye girdiklerinde Hz. Ali’yi, Peygamber (s.a.v)’in
yatağında gördüler. Bu esnada çok sinirli olduklarından dolayı Hz. Ali’yi görünce
kaçdılar

Allah-u Teala bu eşsiz fedakarlığı takdir ederek şu ayeti nazil
etti:“İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah’ın rızasını arayıp kazanmak
amacıyla canını satar.”[15]

Bu ayet birçok Şia ve Ehl-i Sünnet müfessirlerinin görüşüne göre Hz. Ali
(a.s)’ın fedakarlığı ve makamı hakkında nazil olmuştur.[16]

Resulullah (s.a.v)’in Medine’ye hicretinin peşice, Hz. Ali (a.s) da o
şehre gitti. Hicretin ikinci yılında Hz. Fatimet’üz- Zehra ile
evlendi.[17] Bir yıl sonra da ilk çocuğu olan İmam Hasan (a.s) dünyaya
geldi.[18]

Medine’de İslami bir toplumun oluşmasıyla İslam’la küfür arasında çok
önemli savaşlar oldu. O önemli savaşlardan ilki Bedir savaşı idi. Bu savaş
hicretin on sekizinci ayında vuku buldu.[19] Ondan sonra da Uhud, Handek,
Hayber, Tebuk vb. savaşlar baş gösterdi.

Tarih kitaplarının yazdığına göre, Emir’ul- Muminin Hz. Ali (a.s), Tebuk
savaşı hariç bu savaşların hepsinde İslam ordusunun sancaktarı idi.[20]
Hz. Ali (a.s) Bedir savaşında düşman ordusundan yirmi bir kişiyi öldürdü.[21]
Öldürdükleri kişiler arasında Muaviye’nin dedesi Utbe, dayısı Velid ve
kardeşi Hanzele de vardı.[22] Uhud savaşında ise (örnek olarak diyoruz)
Kureyş’in meşhur savaşçılarından dokuz kişiyi yere serdi. Bu savaşta
bedeninden yetmiş yara alarak son ana kadar Hz. Peygamberi savundu. Oysa
İslam ordusundan bir kaç kişi hariç diğerleri firar edip dağa sığındılar.
Cebrail (a.s), Hz. Ali’nin bu fedakarlığını görünce bir kaç defa:
“Zulfikardan başka kılıç, Ali’den başka da yiğit yoktur.”dedi.[23]

Handek gazvesinde, Arapların ünlü kahramanı Amr bin Abduved’i ağır bir
darbeyle yere serdi. Bu çok değerli zaferle, düşman ordusunun kalbine
büyük bir korku saldı. Resulullah (s.a.v) o darbeyi şöyle değerlendirdi:
“Ali’nin Handek günündeki darbesi, ümmetimin kıyamete dek bütün
amellerinden daha üstündür.” [24]

Hayber savaşında, bayrağı ilk önce Ebu Bekir, sonra da Ömer eline alıp
meydana çıktı; ama bir zafer elde etmeksizin geri döndüler. Resulullah
(s.a.v) çareyi, bayrağı Hz. Ali’ye vermekte gördü. Bu yüzden şöyle
buyurdu:
“Yarın bayrağı öyle bir kişiye vereceğim ki, o Allah’ı ve Resulünü
seviyor; Allah ve Resulü de onu seviyorlar.”

Sa’d bin Ebi Vakkas şöyle diyor:
Biz o kişinin kim olduğunu görmemiz için ayağa kalktık. Bu esnada
Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Ali’yi benim yanıma çağırın.” Hz. Ali
gözleri ağrıdığı halde Peygamber (s.a.v)’in yanına geldi. Hz. Peygamber,
ağzının mübarek suyunu onun gözlerine sürerek bayrağı onun eline verdi.
Allah-u Teala Hayber’i, onun eliyle fethetti.[25]

*****

Nihayet Hz. Ali (a.s)’ın hayatının en kritik anları olan hicretin 10. Yılı
Zilhicce ayının 18. günü yetişti. O gün Hz. Peygamber (s.a.v), yüz bin
kişiyi aşan büyük bir toplulukla Haccet-ul Veda yolculuğundan dönüyordu.

Gadir-i Hum’a vardıklarında şu Tebliğ ayeti nazil oldu: “Ey Peygamber!
Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer (bu görevini) yapmayacak
olursan, O’nun elçiliğini tebliğ etmemiş olursun. Allah seni insanlardan
koruyacaktır. Şüphesiz, Allah, kafir olan bir topluluğu hidayete
eriştirmez.”[26]

Bu kader belirleyici ayetin nazil olmasıyla 120 bin kişiden oluşan
kervanın durdurulması emredildi. Onların hepsi, Resulullah (s.a.v)’in
çevresinde toplandılar. Resulullah (s.a.v) namaz kıldıktan sonra fasih bir
hutbe okudu.

Sonra Hz. Ali’nin elinden tutup kaldırarak şöyle buyurdu:
“...Ben kimin mevlası isem, Ali de onun mevlasıdır. Allah’ım, onu seveni
sev, ona düşman olana düşman ol.” [27]

Müslümanlar grup grup Hz. Ali’yi kutlamak ve ona biat etmek için yanına
müşerref oluyorlardı. Ömer de İmam (a.s)’ın yanına gelerek şöyle dedi:

“Ey Ebu Talib oğlu Ali! Ne mutlu sana! Sen benim ve her müminin mevlası
oldun.”

Daha sonra Allah-u Teala İkmal ayetini indirdi:

“Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi
tamamladım ve size din olarak İslam’ı seçip-beğendim.”[28]

* * *

Gadir olayından yaklaşık yetmiş gün bir zaman geçtikten sonra Resulullah
(s.a.v) vefat etti. Emir’ul- Muminin Ali (a.s), Hz. Peygamber’in kefen ve
defin işleriyle meşgul oldu. Ama diğer bir grup, bu fırsattan yararlanarak
kendi aralarından halife seçmek için Beni Sakife denilen bir yerde
toplandılar. Kargaşa ve tartışmalardan sonra Ebu Bekir’i halife olarak
seçtiler. Halk grup grup ona biat etmeye başladı. Hz. Ali ve yaranlarından
bazıları Ebu Bekir’e biat etmekten kaçındılar. Ebu Bekir Ömer’e; “Ali ve
yaranlarının peşice git onlardan biat al; biat etmezlerse onlarla savaş”
diye emretti.

Ömer de kendisiyle ateş getirip[29] biat için evden çıkmadıkları takdirde
evi yakacağına dair yemin etti![30] Öyle de oldu... Hz. Ali’nin, evinin
kapısını yakarak biat etmesi için zorla evinden dışarı çıkardılar; hamile
olan eşi Hz. Fatıma (a.s)’ı da kapıyla duvar arasında sıkıştırıp Muhsin
ismindeki çocuğunu daha dünyaya gelmeden öldürdüler.[31]

Emir’ul- Muminin Ali (a.s) o gön İslam ve Müslümanların maslahatını
korumak için kıyam etmedi. Ama Hz. Fatıma’nın yardımıyla, aldanan
Müslümanlara hakkı tebliğ etmeye başladı ve onların İlahi görevlerini bir
kez daha hatırlattı. Ama artık iş işten geçmişti. Hz. Ali (a.s) yapa
yalnız kalmıştı, tek yardımcısı olan aziz eşi Fatıma (a.s)’ı da
kaybetmişti. Bunca musibetler, Resulullah’ın vefatından 75 veya 90 gün
geçmeksizin vuku bulmuştu.

* * *

Hilafet 25 yıl boyunca üç kişinin (Ebu Bekir, Ömer, Osman) eline geçti.
İmam (a.s) bu müddet içerisinde hükümetten uzak olduğu halde ümmeti
hidayet etmekle meşgul oldu, halifelerin yanlış hareketlerini onlara
hatırlattı, ülkenin iç ve dış dini sorunlarını cevaplandırdı, Kur’an’ı bir
araya toplamaya ve mahrumları özellikle Beni Haşim’i himaye etmeye
koyuldu. Bir cümlede diyecek olursak; dini korumak için gece-gündüz çaba
sarf etti.[32]

Hz. Ali’nin imamet yıldızı, üç halife döneminde de öyle parladı ki, Ebu
Bekir yaptığından pişmanlık duydu.[33] Ömer ve Osman; “Eğer Ali olmasaydı
helak olurduk” diyerek onun ilahî makamını itiraf ettiler.[34]

Osman’ın hilafeti döneminde, hilafet tezgahında zulüm ve fesadın artması,
halkın incinmesi ve rahatsızlığına yol açtı; öyle ki, bu yüzden Hicri
35’de Osman’ın evini muhasaraya alıp onu öldürdüler. Sonra Hz. Ali’nin
kapısına gelerek, onun hükümeti kabul etmesini ısrarla istediler. Hz. Ali
(a.s) hilafete gelme olayını şöyle anlatıyor:

“...Derken, halkın benim etrafıma, sırtlanın boynundaki kıllar gibi
üşüşmesi kadar beni üzen bir şey olmadı; her yandan, birbiri ardınca
çevreme üşüştüler; öyle ki, kalabalıktan Hasan’la Hüseyin, ayaklar altında
kalacaktı neredeyse. Koyunların ağıla üşüşmesi gibi çevreme toplandılar,
bu kargaşada elbisem bile yırtılmıştı...

Ama şunu da bilin ki, andolsun tohumu yarana, bu topluluk biat için
toplanmasaydı, Allah’ın, zalimin doyup zulmetmemesi, mazlumun aç kalmaması
hakkında bilginlerden aldığı ahd-ü peyman olmasaydı hilafet devesinin
yularını sırtına atardım; ümmetin sonuncusunu, ilkinin kasesiyle suvarır
giderdim. Siz de anlamışsınızdır ki, şu dünyanızın değeri, bir dişi
keçinin aksırığındaki burnunun sümüğünden de değersizdir bence.” [35]

Emir’-ul Muminin Hz. Ali (a.s), halkın isteğini kabul ederek zahiri
hilafet makamını üstlendi; halk da ona biat etti. Sonra valilerini
şehirlere gönderdi, Zübeyr ve Talha da şehirlere gönderilecek olan
valilerdendi, ama memur oldukları yere gönderilmeden makamlarını
kaybettiler. Çünkü onlar, Hz. Ali (a.s)’ın elinden valilik makamı hükmünü
aldıklarında; “Bu sıla-i rahimden dolayı Allah sana mükafat
versin”dediler. İmam (a.s) bu sözden rahatsız olup; “Müslümanların
önderliğinin sıla-i rahimle ne ilişkisi vardır” diyerek valilik hükmünü
onlardan geri aldı.[36]

Talha ve Zübeyr artık kendileri için bir yer ve makam görmeyince, Allah’ın
evini (Kabe’yi) ziyaret etmek bahanesiyle Aişe’nin oturduğu Mekke şehrine
gidip Aişe’yi, Osman’ın kanını Hz. Ali’den almaya tahrik ettiler.

Onlar bu iş için Basra’yı seçtiler, kendileriyle birlikte büyük bir
topluluğu da oraya çektiler. Hz. Ali (a.s) muhaliflerin hareketinden
haberdar olunca, yaranlarından dört yüz kişiyle birlikte o şehre gidip
savaş çıkmasını önlemek için çok çaba sarf etti. Ama onlar Hz. Ali’nin
sözünü kabul etmeyerek Hicretin 36. yılının Cemadi’l- Evvel ayında Cemel
savaşını başlattılar. Nakisin’lerin (biatlerini bozanların) bu savaşı,
Cemel savaşı olarak adlandı. Çünkü Aişe’nin tahtırevanı bir devenin
üzerinde idi.[37] Onun taraftarları, onun etrafını sarmışlardı. Nihayet
Aişe’nin devesi yere düşürülerek ordusu dağılıp Aişe mağlup oldu. Hz. Ali
(a.s)’ın emriyle, Aişe Medine’ye gönderildi. Ama İmam (a.s)’ın kendisi
Medine’ye gitmedi. Hicretin 36. yılının Recep ayında Kufe şehrine
döndü.[38]

Bu savaştan sonra, Hicri 37’de vaki olan Sıffin savaşına hazırlandı. Bu
savaşı Kasitin (zalim)lerin baş elemanı olan Muaviye başlattı. Muaviye
ikinci halife zamanından itibaren Şam hükümetinin valisi idi. Hz. Ali
(a.s)’ın zahiri hükümeti döneminde onunla biat etmekten kaçındı ve kendi
adına halktan biat aldı. O, Osman’ı mazlum halife tanıtarak kendisini onun
kanının sahibi olarak göstermeye çalıştı. İmam (a.s) hakkında öyle bir
tebligat yaptı ki, Sıffin’de Şamlı bir genç, Hz. Ali’nin namaz kılmadığını
söylemişti.[39]

Velhasıl, Hz. Ali (a.s), Muaviye’nin ordusuna karşı koymak için Kufe’den
ayrıldı. Fırat nehri, Kerbela, Sabat, Enbar ve Rıkka şehirlerinden geçerek
Şam topraklarından olan Sıffin’e ayak bastı, orada savaş ateşi tutuştu ve
bu savaş dört ay sürdü. Bu savaşta Hz. Ali (a.s)’ın ordusu Muaviye’nin
ordusuna galip geldi; öyle ki, Muaviye atını alıp kaçmak istedi. Amr bin
As ona; Nereye? diye sordu. Muaviye; “Durumun nasıl olduğunu görüyorsun,
şimdi düşüncen nedir? dedi. Amr bin As cevaben şöyle dedi: “Bir yoldan
başka kurtuluş yoktur; o da şudur ki, Kur’an’ları kaldırıp onları Kur’an’a
davet etmelisin.” Muaviye’nin ordusu Kur’an’ları kaldırıp; “Sizi Allah’ın
kitabına davet ediyoruz” dediler. Emir’ul- Muminin Ali (a.s); “Bu bir
hiledir, bir aldatmadır, onlar Kur’an ehli değillerdir,[40] natık Kur’an
benim.” [41] buyurdular.

Bununla birlikte Amr bin As’ın hilesi, Hz. Ali’nin ordusundan bazıları
arasında etkili oldu. Onlar Emir’ul- Muminin Ali (a.s)’ı hakemiyeti
kabullenmeye mecbur ettiler. Hz. Ali tarafından (bir grup ashabın
tahmiliyle) Ebu Musa Eş’ari, Muaviye tarafından ise Amr bin As savaşın
kaderini belirlemek için tayin edildiler. O ikisi birbiriyle istişare
ettikten sonra Hz. Ali ve Muaviye’yi kendi makamlarından
uzaklaştıracaklarını kararlaştırdılar. İlk önce Ebu Musa’yı minbere
çıkardılar, o cehaletle Hz. Ali’yi makamından azletti. Sonra Amr bin As
minbere çıkıp aldıkları kararın aksine şöyle dedi: “Ben bu yüzüğü
parmağıma taktığım gibi Muaviye’yi kendi yerinde baki bırakıyorum. Amr bin
As’ın hilesi ile halkın içerisinde tekrar kargaşa ve ihtilaf çıktı; bu iki
şahıs Kur’an hükmüyle hakemlik yapmadılar diyerek kavga edip dağıldılar.

Hakemiyeti Hz. Ali (a.s)’a tahmil eden grup, bu planlarının suya düştüğünü
görünce tekrar İmama karşı muhalefet etmeye kalkıştılar; Hz. Ali’ye;
“Allah’ın emrine dönmemiz için neden kılıçla bizi doğrultmadın?!” diye
itiraz etmeğe başladılar; “La hükme illa lillah” (Hüküm verme ancak
Allah’a aittir) diyerek slogan attılar.[42] Hz. Ali (a.s) onların bu
sözünü duyunca şöyle buyurdu: “Hak bir sözdür; ama onunla batıl
kastediliyor.” [43]

Kendilerine “Havariç” veya “Marikin” (dinden çıkanlar) denilen bu grup,
Kufe’den çıkıp Kufe’nin yakınında yer alan “Harvra” denilen bir köyde
toplandılar. Onlar Hz. Ali’nin emirlerine karşı çıktılar. İmam (a.s)’ın
dostu ve memuru olan Abdullah bin Habbab ve onunla birlikte olanları
katlettiler. Nihayet hicretin 39. yılında, alevi hükümeti karşısında
“Nehrevan” savaşının ateşi körüklendi. Bu savaşta on kişi hariç onların
hepsi kılıçtan geçirildi. Ama İmam (a.s)’ın ordusundan sadece bir kaç kişi
şehit düştü.[44]

Bu fitneden sonra, Havariç’den üç kişi Mekke’de toplanıp Müslümanların
siyasi durumları hakkında bazı sinsi müzakerelerden sonra, Hz. Ali,
Muaviye ve Amr bin As’ı öldürmeyi kararlaştırdılar. Bu üç kişiden
Abdurrahman bin Mulcem, Hz. Ali’yi öldürmeyi üstlendi; bu uyumsuz komployu
uygulamak için Kufe’ye doğru hareket etti. Ramazan ayının 19. Gününün
şafak vakti zehirli kılıcıyla Hz. Ali (a.s)’ın kafasına ağır bir darbe
indirdi.[45] İmam Zeyn’ul- Abidin (a.s)’ın buyurduğuna göre o darbe, İmam
(a.s) secdegahta iken onun mübarek başına indirildi.[46]

Emir’ul Muminin Ali (a.s), o mel’unun darbesinin isabetinden sonra şöyle
buyurdu: “Fuztu ve Rabb’il Ka’be!” (Ka’be’nin Rabbine andolsun ki,
kurtuluşa erdim!)[47]

İmam Ali (a.s) iki gün kendi evinde yattıktan sonra, hicretin 40. yılı
Ramazan ayının yirmi birinde şahadete erişti.[48]

Hz. Ali (a.s)’dan birçok konularda, çok değerli hikmetli sözler
nakledilmiştir. Nehc’ul- Belağa kitabı o sözlerden sadece bir bölümüdür.
Nehc’ul- Belağa kitabı üç bölümden ibarettir: Hutbeler, Mektuplar ve
Hikmetler (Kısa sözler). Bu kitap edebiyat kitaplarının en
seçkinlerindendir. Nehc’ul- Belağa’ya 210’dan fazla şerh ve açıklamalar
yazılmış ve bugünün çeşitli dillerine tercüme edilmiştir.
Hz. Ali (a.s)’ın çocuklarının sayısını, otuz üç[49], otuz iki[50], yirmi
dokuz[51], yirmi sekiz[52] ve yirmi yedi[53] yazmışlardır. Elbette o
çocuklar çeşitli annelerden dünyaya gelmişlerdir.

Hz. Fatıma (a.s)’dan beş çocuğu olmuştur; isimleri şunlardır: Hasan (a.s),
Hüseyin (a.s), Zeyneb (a.s), Ümmü Gülüsüm (a.s) ve Muhsin. Muhsin,
mel’unlar tarafından anne karnında öldürülmüştür.
Ümm’ül- Benin’den de Kerbela’da şehit düşen dört çocuğu olmuştur. Adları
şunlardır: Abbas (a.s), Cafer, Osman ve Abdullah.

Havle-i Hanefiyye’den de Muhammed-i Hanefiyye dünyaya gelip değerli
babasının yaranlarından sayılmaktadır.






























31 Mayıs 2011 Salı

Hacı Bektaşi Veli şu özgün dörtlüğü ile insanı ve insanlığı en güzel ve veciz bir biçimde dile getirmiştir:
//////////////////////////////////////////////////////////
Keramet baştadır, tacda değildir,
Hararet nardadır, sacda değildir,
Her ne arar isen, kendinde ara,
Kudüs’te, Mekke’de, Hacda değildir.
==================================
Sakın bir kimsenin gönlünü yıkma,
Gerçek erenlerin sözünden çıkma,
Eğer insan isen, ölmezsin korkma,
Aşığı kurt yemez, uçta değildir.
...............................
Edep bir tac imiş nuru Hüdadan,
Giy ol tacı emin ol her beladan,
Al aşkını Hüseyni Kerbeladan,
Şefaat bul Muhammed Mustafa’dan.
///////////////////////////////
Erkek dişi sorulmaz, muhabbetin dilinde,
Hakkın yarattığı her şey yerli yerinde,
Bizim nazarımızda kadın erkek farkı yok,
Noksanlıkla, cahillik senin görüşlerinde.
-------------------------------------------
Haksızlığa uğramazsın, sahip isen eline,
Devasız derde düşmezsin, sağlam isen beline,
Bu erenler buyruğudur, canı gönülden dinle,
Belalara bulaşmazsın, hakim isen eline.
==============================
Hakka talip olan kişi, başka murat isteme,
Dostun seninle beraber, başka vuslat isteme,
Bu dünya bir sofradır, arzular gelir geçer,
Eğer bizi buldun ise, başka murat isteme.
=============================
Haşa ki, bizim semahımız oyuncak değildir,
İlahi bir aşktır, salıncak değildir,
Kim ki semahı bir oyun sayar,
Mümin diye namazı kılınacak değildir.
=========================
İlim irfan Mürşittir, karanlıkları kovar,
İnsanları cehalet, gaflet bunaltıp boğar,
Gönüllerde parlayan o saadet güneşi,
Şark ile garptan değil, gerçek inançtan doğar.
==========================
Edep erkana bağlıdır ayağımız, başımız,
Güllerden koku almıştır toprağımız, taşımız,
Soframızda bulunan lokmalar hep helaldir,
Yiyenlere nur olur ekmeğimiz, aşımız.
==================================
Helal kaynamayan aş aştan sayılmaz,
Hak için akmayan yaş, yaştan sayılmaz,
Gövde üzerinde başın var ise,
Secdeye inmeyen baş, baştan sayılmaz.
========================================
Sevgi, muhabbet kaynar bizim ocağımızda,
Bülbüller şevke gelir, gül açan bağımızda,
Hırslar, kinler yok olur, aşkla meydanımızda,
Arslanlarla ceylanlar dosttur, kucağımızda.
=======================================
Rengimiz güldür bizim, gül gibi açacağız,
Gönüllere aşk ile, sevgiler saçacağız,
Hak, hakikat yolunda, bir yüzümüz var bizim,
Olduğumuz gibiyiz ve öyle kalacağız.
=========================================
Dostumuzla beraber, yaralanır kanarız,
Her nefeste aşk ile, yaratanı anarız,
Erenler meydanına, vahdet ile gir de gör,
Kırk budaklı şamdanda, kırkımız bir yanarız
=============================================
Muhabbetle açan gülü, aşkla dermek isterim,
Yaşıyorken dostlarımı, görüp sevmek isterim,
Dünya ahiret kaygusun, içerimden çıkarıp,
Gönlümü dost lisanına, ağız yapmak isterim.
============================================
Ab-ı hayat ile Kevser, yüce yayla bizdedir,
Mecnunu çöle salan, saçı Leyla bizdedir,
Okuma bilirsen talip, kendi kitabına bak,
Musa’nın Tur-u Sinası, sırrı Mevla bizdedir.
===========================================
Malım mülküm servetim, hepsi evde kaldı,
Oğlum kızım akrabam, geçtiğim yolda kaldı,
Dostlarımdan birisi, benden hiç ayrılmadı,
Allah için yaptığım iyilikler, hepsi bende kaldı.
...............................
Gündüz şevk ile dünya için çalış,
Gece de aşk ile ahiret için çalış.
.......
Dünyanın varlığına ey hırsla sarılanlar,
Yemeyip yedirmeyip, yük altında kalanlar,
Başkasına kalırlar, hasretle toplananlar,
Hasretle ayrılırlar, ahirete yollananlar.
........
Kudret eliyle kurulmuş, yıkılmaz yapımız bizim,
Aşk kalemiyle kazılmış, silinmez yazımız bizim,
Yaradana sığınıp, ümid ile gelenlere,
Ezelden ebede kadar açıktır, kapımız bizim.
.........
Eğer Hakka talipsen, her an Ona doğru ak,
Kainat kitabına, irfan gözü ile bak.
Yolumuzun esası çalışmaya bağlıdır,
Ayağa kalkacaksan, bari hizmet için kalk.






Fotograflar:Ümit Mahmut

13 yorum:

mustafaeyidogan dedi ki...

SEYİD ALİ SULTANDAN DEVREDER KANIM

SEYİT ALİ SULTANDAN DEVREDER KANIN
ALEMDE SÖYLENİR ŞÖHRETİN ŞANIN
EFENDİM DERGAHDA METEDER NAMIN
ALİSİNE HASREET GİDEN SULTANIM

MUHİPLERİN KEVRENDE PERVANE DÖNER
GELALI GÖZLERİN AÇILIR SÖNER
HERHALDA YANINA MELEKLER İNER
ALİSİNE HASRET GİDEN SULTANIM

SENE BİN DOKUZ KIRK BİRDEN İKİYE BASDI
HABERİN GELMEDİ TALİBLER KÜSTÜ
KIRKLAR MEYDANINDA İKİ,NCİ POSTU
ALİSİNE HASRET GİDEN SULTANIM

HASANIN SAĞINDA HÜSEYİNİN HAMDİN SOLUNDA
YUSUFU KENANIN OKUR KOLUNDA
KIRKYIL HİZMET ETİN DERCAH YOLUNDA
ALİSİNE HASRET CİDEN SULTANIM

KEMALIM DİLİMDEN KEKERİM CEFA
GETTİN KIZIL DELİ ADIN MUSTAFA
ERİŞDİN ERENLERE SÜRERSİN SEFA
ALİSİNE HASRET GİDEN SULTANIM --NOT-ALİ AMCAM TOKATTAİMİŞ

mustafaeyidogan dedi ki...

-- 1 --
GÖZÜM AÇTIM BU GAFLETTEN UYANDIM
SULTAN SEYİT ALİ SANA SIĞINDIM
FARK EYLEDİM İMAMLARA DAYANDIM
SULTAN SEYİT ALİ SANA SIĞINDIM
-- 2 --
AYAĞINI KAZANIN ALTINA YAKTI
HÜNKAR HACI BEKTAŞ HALINA BAKTI
ALİ İSMİNE KIZILDELİLİK TAKDI
SULTAN SEYİT ALİ SANA SIĞINDIM
-- 3 --
AYAĞINI YAKMAYINCA PİŞMEDİ
KAYNADI AMA KAZANINDAN TAŞMADI
BUNDAN İÇMİYEN AŞIKLAR COŞMADI
SULTAN SEYİT ALİ SANA SIĞINDIM
-- 4 --
BİR KERAMET İNEN ALDI NASİBİ
BİN KERAMETİ VAR EN KÜÇÜĞÜ BU
KABENİN BİNA TAŞINI KURAN O
SULTAN SEYİT ALİ SANA SIĞINDIM
-- 5 --
DÖRT USTADIR DÖRT DUVARIN ÖRÜSÜ
MADEM O İMİŞ BİR ELMANIN YARISI
ALİ VELİ DERLER CÜMLE VARİSİ
SULTAN SEYİT ALİ SANA SIĞINDIM
-- 6 --
NUH İLE BERABER GEMİYİ ÇATAN
KAYANIN BAŞINDAN KENDİNİ ATAN
AĞCA DAĞDA URUM ELİNDE YATAN
SULTAN SEYİT ALİ SANA SIĞINDIM
-- 7 --
HEM ORDAN BAŞ GÖSDERDİ HEM DE
CANIM KURBAN OLSUN MERDOĞLU MERDE
NEREDE ÇAĞIRIRSAM HAZIRDIR ORDA
SULTAN SEYİT ALİ SANA SIĞINDIM
-- 8 --
VELİM İYİDİR BİR İKRAR GELMİLEM
EVVEL AHIR BEN BURAYI BULMUŞAM
SEN SULTANSIN BEN GÜNAHKAR OLMUŞAM
SULTAN SEYİD ALİ SANA SIĞINDIM

XXXXXXXXXXXXXX
-- 1 --
AKDENİZ YAKASI AYDIN ELLERİ
KUŞLAR GİDER PİRİM ABDAL MUSAYA
CEMALİN GÖRÜNCE YÜRÜDÜ DAĞLAR
TAŞLAR GİDER PİRİM ABDAL MUSAYA
-- 2 --
KATARDAN AYRILAN TURNA KUZULAR
HER ANDIKCA SİNELERİM SIZILAR
İRİLİ UFAKLI EMLİK KUZULAR
KOÇLAR GİDER PİRİM ABDAL MUSAYA
-- 3 --
SEYİT ALİ, ABDAL MUSA EMİR SEYİDE
ÜÇÜ BİR KARDEŞ DİR EHLİ BEYİDE
CÜMLE ALEMİ KAYIT EDE DEFDERE
BAŞLAR GİDER PİRİM ABDAL MUSAYA
-- 4 --
BABA KAYĞUSUZ’ DAN ALMIŞ CAFDİNİ
BİLİN Mİ İBRAHİM ETHEM VAKTİNİ
PADİŞAHLAR TACI İLE TAHTINI
YOKLAR GİDER PİRİM ABDAL MUSAYA
-- 5 --
VELİM EYDÜR DÖRT DERGAHDAN EVELİ
SEYİT ALİ ABDAL MUSA BEKDAŞ-I VELİ
ŞAH HÜSEYİN AŞKINA DİDEMİN SELİ
ÇAĞLAR GİDER PİRİM ABDAL MUSAYA

mustafaeyidogan dedi ki...

İSTANBUL DAN BODURUMA NAKİL EDİNGİ ABİM EVE DAVET ETTİ
VEDA YEMEĞİNDE DEMLENİRÇEN ABİMİN HANIMI AMCAMIN KIZI
DÜRÜYE ABLAM MUSTAFA BİRŞEY SÖYLE DEDİ BENDE SÖYLEDİM
9
TERKİ DİYAR ETİM İLLERİNİZDEN
BENİ DUVANIZDAN MAHRUM EYLEMEN
AYIRMAN KATARDAN İKRAR İMANDAN
BENİ DUVANIZDAN MAHRUM EYLEMEN

HORASAN DAN GELEN ALİ ABA İÇİN
HÜNKAR HACI BEKTAŞ VELİ HAKI İÇİN
ABDAL MUSA KIZIL DELİ AŞKI İÇİN
BENİ DUVANIZDAN MARHUM EYLEMEN

MUSTAFA DEDEYLE ĞAZİ DEDENİN NURU
EVLATLARI GİTTİ BİZLER TORUNU
HATAM ÇOKTUR AFEDİN KUSURU
BENİ DUVANIZDAN MAHRUM EYLEMEN

İYİ DOĞAN ÇAĞIRIR HÜ DEYİ DEYİ
GETİMİMİN DERCAHI DİMİ TOHA KÖYÜ
NESLİ MUHAMMETİR ALİNİN SOYU
BENİ DUVANIZDAN MAHRUM EYLEMEN

SU AHAR BAHAR GİDER
TAŞLARI YAHAR GİDER
BUDÜNYA BİR PENGEREDİR
HER GELEN BAHAR GİDER

BUDAĞLAR OLMASAYDI
ÇİÇEĞİ SOLMASAYDI
ÖLÜM ALLAHIN EMRİ
AYRILIK OLMASAYDI

OT YANAR KAZAN BİLİR
BU YOLU OZAN BİLİR
GEGEYİ HASTADAN SOR
ĞÜRBETE DÜŞEN BİLİR

DAĞLAR BAŞINA FELEK
ĞÖZÜM YAŞINA FELWK
AĞİBET KUŞ KONDURUR
MEZAR TAŞIMA FELEK

mustafaeyidogan dedi ki...

DEDEMİZİN KÖYÜNE GİTİK ORDA TALİBLER
DAVET ETTLER DEMLENDİK EMEKLİ HV ALBAY
ABİM MUSTAFA SÖYLE DEDİ BEDE DESDUR DEDİM SÖYLEDİM
ÜÇÜNGÜ SEGERENİ_____İBİ BU KÖYDE YATMAKDA

ĞÖNÜL ARZEYLEDİ KAKTI YERİDİ
GETİMİN KÖYÜNÜ ĞÖRMÜYE GELDİK
ÖZÜMDEKİ BENLİK YANDI ERİDİ
MEZARINA YÜZÜM SÜRMÜYE GELDİM

AŞIK VELİ ĞÖK VELİ DİYEREK
APTAL MUSA KIZIL DELİ DİYEREK
İÇİMDE SEVGİNİZ DOLU DİYEREK
İNANIN SİZLERİ ĞÖRMÜYE GELDİM

TARİĞİM BEKTAŞI PİRE BAĞLIYIM
GETTİM KIZILDELİ ERE BAĞLIYIM
BEN REHBER OĞLU YOLA BAĞLIYIM
ERENLER CEMİNİ SÜRMEYE GELDİM

İYİ DOĞANIM BAĞLI KALDIM YOLUMA
HEM ELİME HEM BELİME DİLİME
İKRAR VERDİM GETTİM ĞÖK VELİYE
VERDİĞİM İKRARDA DURMAYA DURMAYA GELDİK

mustafaeyidogan dedi ki...

DEDEMDEN
GELİP KESİK BAŞIN GARINA YETEN
ŞAHİ MERDAN ALİ ÇAR SENDE KALDI
SELMANI ERGENE ĞÖLÜNDEN ALAN
ŞAHİ MERDAN ALİ ÇAR SENDE KALDI

HAYALI ĞÖNLÜMDE ĞÖRDÜĞÜM DÜŞDE
DALARIN BAŞINDA BORANDA KIŞDA
YUSUFU KUYUDAN ÇIKARDIN İŞDE
ŞAHİ MERDAN ALİ ÇAR SENMDE KLALDI

ĞÖRECEK ÇİLE VAR GELEGEK BAŞA
BAK DİDEMDE EN AKAN KANİLE YAŞA
BOZATLI HIZIRLA GELE YETİŞE
ŞAHİ MERDAN ALİ ÇAR SENDE KALDI

HÜLÜSÜYEM EYDİR DUMANLI DAĞLAR
İÇİM AH ÇEKDİKGE ĞÖZLERİM AĞLAR
SOLDURMA ĞÜLLERİ BÜLBÜLLER AĞLAR
ŞAHİ MERDAN ALİ ÇAR SENDE KALDI

mustafaeyidogan dedi ki...

ZEYNEL ABİDİN VE KIRKDAN BİR EKSİK KADINLARI KERBELADAN ŞAMA GÖTÜRLERKEN BİR YERDE KONAKLAMIŞLAR HARABE BİR BİNADA KALIRKEN ÜMMÜ GÜLSÜN VE ZEYNEP ANAMIZ YANİ İMAM HÜSEYİN’İN BACILARI GECE KAPIDA BEKLERKEN SAHRADAN BİR ATLI, YANİ SÜVARİ BUNLARA DOĞRU GELİYOR ZEYNEP ANA SÜVARİYE ŞÖYLE SESLENİYOR;
(BENDE BU MESİYEYİ ON YAŞINDA EZBERLEMİŞDİM
===========================
BİZİZ BİR CANI YANMIŞ BAHTI KARE
OLAN DOKUZ CİVANI PARE PARE
ZELİLİZ DİDE GİRYAN ŞİMİR ELİNDE
AMAN GELME ESİRİZ EY SÜVARE
=============================
EĞER OLSA MURADIN MALI DÜNYA
SOYDULAR KALMADI BİZDE BİR ÇARE
FERAVAN GÖZYAŞIM VAR HÜSEYİNE
AMAN GELME ESİRİZ EY SUVARE
=============================
SOLUP HAMUS ANAM ZEHRA ÇIRAĞI
SALUP DERDE BİZİ BU KAVM I BAĞI
ÇEKİLMİŞ SİNEME ABBASIN DAĞI
AMAN GELME ESİRİZ EY SUVARE
============================
SOYUPTUR BİZLERİ BESTİR BU ASKER
ALUPTUR KALMAYUPTUR BAŞDA MAGFER
KEFENSİZ CAN VERİP ŞAHZADE EKBER
AMAN GELME ESİRİZ EY SÜVARE
=============================
ÖLÜP SERDARIMIZ BİZ KALMIŞIZ HAR
YATAN ÇADIRİÇİNDE DİDE HUNBAR
SEKİNE UYKUDADIR GÖRSE KORKAR
AMAN GELME ESİRİZ EY SÜVARE
==============================
BUGÜN ÇOK ÇEKMİŞİZ DERD İMUSİBET
KALIPDIR KASIMA NAKAMA HASRET
KALUP KIRKDAN BİR EKSİK YAŞLI AVRET
AMAN GELME ESİRİZ EY SÜVARE
=============================
HÜSEYİN’İ ÖLDÜRDÜLER KERBELADA
KALUPTUR PEYKERİ URYAN ORADA
GÖTÜRÜRLER BİZİ ŞAMA PİYADE
AMAN GELME ESİRİZ EY SÜVARE
================================
KIRILMIŞ AKRABAMIZ NATUVANIZ
HÜSEYİN VAY NALESİNDEN BAĞRI KANIZ
YATUP AL İ ALİ BİZ BAŞI BANIZ
AMAN GELME ESİRİZ EY SÜVARE
==============================

YIKILSIN NOLA BU ÇARKIN BİNASI
HARAP OLSUN GÖREM DAR I FENASI
OĞUL SUZDUR ALİ EKBER ANASI
AMAN GELME EY ESİRİZ SÜVARE
================================
KENAR OL İMDİ ŞUR U KARŞI KURAM
TAMAM BİR BİRİNE DÜNYAYI URAM
GELİRİSEN OL ALAMDARI ÇAĞIRAM
ALEMDER BABASI İMAMI ALİ
AMAN GELME ESİRİZ EY SÜVARE
=================================________________
DEME YOK ZEYNEBİN BİR GAMKÜSARI
ALİ TEK VAR ATAM DİN TACIDARI
ÇAĞIRIRIM BEN OL DÜLDÜL SÜVARİ
AMAN GELME ESİRİZ EY SÜVARE
=============================
SÜVARİ CEVAP VERİYOR ZEYNEP ANAYA, GELEN SÜVARİ
BABASI İMAM-İ ALİ’YÜL MÜRTEZA, KIZINA ŞU CEVABI VERİYOR,
BU GÜN BEN DE ÖZÜM SAHİBİ AZAYIM
SİZİNLE AĞLARIM ÇARĞI BEGAYIM
KIZIM KORKMA ALİYÜL MURTAZAYIM
İMDADA GELMİŞEM EĞNİMDE KARA
================================
ÖLÜPDÜR SEKİZ OĞLUM NATAVANIM
SEHERDE KERBELADA NUHA HAVANIM
SİZE ZEYNEP KIZIMBEN BAŞI BANİM
BELAYA SABREDİN YOK BAŞ KA ÇARE
=============================
DAĞILSIN KERBELA SAHRASI YARAB
YEZİD İ Bİ HAYAYA VERDİ MATLAP
SENİNLE ŞAMA GİDEM KORKMA ZEYNEP
NECEFDE GİRMEZEM HER KEZ MEZARA
================================
EDER KUMRU BU GAMDA AH UFİCAN
OLUR KIRK YIL BEZMİNDE GİRYAN
GEZADA EYLERİM DERDİME DERMAN
YANINDAN KOYMAZAM OLSUN KENARA

mustafaeyidogan dedi ki...

====================================
KERBELA’DAN MEDİNE’YE VARDIKLARINDA HAZRET-İ ALİ’NİN HANIMI CELAL ABBAS’IN VE ZEYNEP ANANIN ANNESİ ÜMMÜL-BENİ SORUYOR, KIZI ZEYNEP ANAMIZ CEVAP VERİYOR
========================
KIZIM ZEYNEP HANI ŞAHİ MEDİNE
OLAN CEDİ PEYGAMBERDEN NIŞANE
SÜRUR U SİNEYİ ZEHRA HÜSEYNİM
NE OLDU SÖYLE HANIMANE
====================
CEVABI ZEYNEP;

ANA OLDUM O SAHRADA GÜLÜSTAN
ZEMİNİ KERBELADA KOPTU TUFAN
HÜSEYNİ KESTİLER LEP TESNE KURBAN
BOYANDI KUMLAR ÜZRE CİSMİ KANA
==================
SUALİ ÜMÜL-BENİ

YANAN KALBİM YİNE KAN İLE DOLDU
BİNAYI TAKATIM SABRIM BOZULDU
KIZIM ZEYNEP HANI ABBAS NE OLDU
HABER VER MEN ALİYİ NETAVANE
=========================
CEVABI ZEYNEP;

HABER ALSAN EĞER ABBASI BENDEN
KAL MIŞDIR PEYKERİ URYAN BEDENDEN
KALEM OLDU KOLU DÜŞDÜ BEDENDEN
DÖNDÜ ĞÜL REGİ ZAFİR ANE
=========================
SUALİ ÜMÜL BENİ

GİDİNCE KÜFEYE EY CANIM MEDET
GÖTÜRMÜŞDÜN KIZIM SEKİZ BİLADER
ANLAR KALSIN HANİ ŞAHZADE EKBER
NE OLDU YUSUFU ASRI ZEMANE
============================
CEVABI ZEYNEP

ÖLÜP KARDEŞLERİM ŞEHRİ VATANSIZ
GÜDADA BAŞLARI GEZDİ BEDENSİZ
ALİ EKBER BALAM ÖLDÜ KEFENSİZ
ÇIKUP O ÇÖLLERDE FERYAD AŞÜMANE
===============================
SUALİ ÜMÜL BENİ

ÜZÜLDÜ ELLERİM ALİ ABADAN
YANINDA KİM KALIP PES AKRABADAN
HANI KASIM NIŞANDIR MÜŞDEBADAN
GETİR BİRKEZ ONUN HALIN BEYANA
============================
CEVABI ZEYNEP

DUTU TOY KASIMA ŞAHİ ŞEHİDAN
O TOYDA AĞLADI ENBİYALAR KAN
ÖLÜP KENDİ OTAĞI NOLDU TALAN
GELİNİ ETTİLER ŞAMA REVANA
==========================
SUALİ ÜMÜL BENİ

NE İÇİN RENGİN SOLUP NUTKUN ÇEKİLMİŞ
AĞARMIŞ SAÇLARIN EFŞAN DÖKÜLMÜŞ
HİLALİ NEV GİBİ KADİN BÜKÜLMÜŞ
DÖNMÜŞDÜR GÜL RENGİN ZAFİR ANE
==============================

CEVABI ZEYNEP

SOLDU RENCİM HÜSEYİNDEN AYRILINCA
AĞIRDI SAÇLARIM ABBAS ÖLÜNGE
ANA NAŞI ALİ EKBER GELİNGE
BÜKÜLDÜ KAMETİM DÖNDÜ KEMANE
=================================
SUALİ ÜMÜL BENİ

YAKIN BİLDİM HARAP OLMUŞ MEDİNE
KIRILMIŞ ALİ ALİYİ EHLİ KİYNE
HANİ PES BÜLBÜLÜ SEKİNE NE
GETİR BİRKEZ ONUN HALİN BEYANE
===============================
CEVAP ZEYNEP
SEKİNEDE AĞLADI KÜLÜ CİHANI
BATIRDI YASI ALİ ABAYI
KURU YERLERDE VERDİ HASTA CANI
DÖNDÜ GÜLZAR ÖMRÜ TEZ HAZANE
===============================
KARA GÜNLERDE KALDI ALİ ASKAR
HÜSEYİNDEN SONRA BİN DERDE GİRİFKAR
OLUP KUMRU BU MATEMDE AZADAR
GÖZÜ YAŞLI GELİR DAYIM FİGANE .

mustafaeyidogan dedi ki...

VERANİ’DEN
RECİ MEVLABINDAN NİCE YIL EVEL
ARŞDA MUVALAHDA NURUDU HAYDAR
GİNGİLİN KAVLİNE HEMİ MÜKEREM
EVRAHİ KANDİLDE VARDI HAYDAR

ASLI BİR NURDU BİR NURDU ÜÇ PARE OLDU
ONURUN BİRİSİ ADEME İNDİ
AHIRI MUHAMMED MUSTAFA OLDU
İSRAFİL ACINDA SIRDI HAYDAR

VELİLERİ NEBİLERİ DOLAŞAN
BUDAR GÜNÜNDE SÜLEYMANA ULAŞAN
HUT CENGİNDE ANKER İLE GÜREŞEN
KABENİN İKİNDE VARDI HAYDAR

ATARDI KABEDE PUTLARA TAŞI
EDERDİ KAFİRLERLE CENGİ SAVAŞI
KATAR DEVE İLE GAFAYIR TAŞI
EMRETİ ZİRANA YÜRÜTTÜ HAYDAR

KUL OLUPDA TERAZİYE OTURAN
GEÇİP ADAYI DA BENDE GETİREN
ÇIKP KURU AĞAÇTA MEYVE BİTİREN
KALKTI ADIM ADIM YÜRÜDÜ HAYDAR

GAH ADEM OLUP BAĞDADA VARAN
GAH SÜLEYMAN OLUP TAHDA OTURAN
GAH ASLAN OLUP MEHRACA İREN
NİCE SÜRELERDE ERİDİ HAYDAR

VERANİ GÜNAHGAR ESTAFURULAH
GÖZLERİM Kİ BUNA ŞAHİTTİR ALLAH
İNBİL TEVRAT KURAN HEM ZABURULLAH
TEVRATTA İNCİLDE VARDI HAYDAR
--------------------------------------------------

mustafaeyidogan dedi ki...

MUSTAFA İYİDOĞAN
İNŞALLAH YOLUNUZ DÜŞER BURTAYA
GANIMIN CANANI SAFA GELDİNİZ
BİR GÜNDE UĞRAYIN BİZİM HANAYE
GANIMIN CANANI SEFA GELDİNİZ

HUZURLU YAŞAMLAR DAYIM DİLEĞİM
SEVGİNİZLE ATAR OLDU YÜREĞİM
BUTÜN DOSTLARIMI HOŞNUT GÖREYİM
GANIMIN CANANI SEFA GELDİNİZ

EŞDEN DOSDAN İYİ HABER ALIRIK
NEŞEYİ SEVGİYİ SİZLERDE BULURUK
AMCAMIZ ABDAL MUSAYI NİYAZ EDERİK
GANIMIN CANANI SAFA GELDİNİZ

DOSLARIN KEMALI MEST EDER BİZİ
BİRCÜN OLUR BİZDE GÖRÜRÜK SİZİ
GETTİMİZ KAVUŞ TURUR İNŞALLAH BİZİ
GANIMIN CANANI SAFA GELDİNİZ

mustafaeyidogan dedi ki...

AŞIK SITKIDAN
GENEAZMEYLEDİN GÜRBET İLLERİ
EFENDİM SULTANIM EĞLENME TEZ GEL
BUNCA MUHİBLER BEKLER YOLUNU
KAŞLARI KEMANIM EĞLENME TEZ GEL

DOLAŞMA GÜRBETİ EY ŞAHİ HUBBAN
YANIKDIR BAĞRIMIZ ÇEŞMİMİZ AL KAN
DÜŞDÜ GÖNLÜMÜZE AH İLE FİCAN
NEVRESDE FİDANIM EĞLENME TEZGEL

BİZE CEVREYLEDİN NESLİ MEVALİ
SALDIN GÖNLÜMÜZE DERDÜMELALİ
AĞLATMA SITKINI YAĞUP MİSALİ
YUSUFU KENANIM EĞLENME TEZ GEL

CEMAL EFENDİMİN AŞIK SITKIYA CEVABI

BU KADAR KAMİLE SÖYLEME SITKI
GİDERDE İNŞALLAH TEZGE GELİRİM
SEN HULUSİYLE EYLEYİN DUVA
GİDERDE İNŞALLAH TEZGE GELİRİM

ARAMIZDA VARDIR GİZLİ MUHABET
BALIM SULTAN KIZILDELI ETSİN MUILAKAT
SİZE SALIK VERSİN BANA SELAMET
GİDERDE İNŞALLAH TEZGE GELİRİM

CEMALİYEM MELÜL MELÜL SÖYLEME
BU YANIK BARIMI NARA DAGLAMA
BENİM SADIKATLI SITKIM AĞLAMA
GİDERDE İNŞALLAH TEZGE GELİRİM

SEFA GELDİNİZ
ÇOK ŞÜKÜR YOLUNUZ DÜŞDÜ BURTAYA
GANIMIN CANANI SAFA GELDİNİZ
BİR GÜNDE UĞRAYIN BİZİM HANAYE
GANIMIN CANANI SEFA GELDİNİZ

BİZE KAVUŞMAKLA HUZURU BULDUK
HARAP İDİ GÖNLÜM ŞAD OLUP GÜLDÜK
TATLI MUHABETLE EĞLENİP KALDIK
GANIMIN CANANISEFA GELDİNİZ

HUZURLU YAŞAMLAR DAYIM DİLEĞİM
SEVGİNİZLE ATAR OLDU YÜREĞİM
BUTÜN DOSTLARIMI HOŞNUT GÖREYİM
GANIMIN CANANI SEFA GELDİNİZ

EŞDEN DOSDAN İYİ HABER LER ALDIK
NEŞEYİ SEVGİYİ SİZLERDE BULDUK
DERTLİ BNÜLBÜL GİBİGÜLŞAD OLUP GÜLDÜK
GANIMIN CANANI SAFA GELDİNİZ

DOSLARIN KEMALI MEST EDER BİZİ
BİRCÜN OLUR BİZDE GÖRÜRÜK SİZİ
SOST LAR HELAL EDİN EKMEĞİ TUZU
GANIMIN CANANI SEFA GELDİNİZ

VEYSAL KARANİ
BİN DEVEYİ BİR AKŞAYA GÜDERDİ
VEYSAL KARA DERLER YEMEN İLİNDE
ONU HAK YOLUNA HİBA EDERDİ
VEYSAL KARA DERLER YEMEN İLİNDE

YAZDIĞI TAŞ IDI HIRKASI POSTU
OLİDİ MEVLANIN SEVGİLİ DOSTU
MÖMÜN KULLARINA EYLEMEZ KASTİ
VEYSAL KARA DERLER YEMEN ELİNDE

KIRK DÜĞÜMDEN KUŞAĞI VAR BELİNDE
DÜĞÜMÜNÜ TESBİK ETMİŞ DİLİNDE
BEZİRCAN BAŞI OLMUŞ YEMEN ELİNDE
VEYSAK KARA DERLER YEMEN ELİNDE

BİR GÜN DEVELER BİR BAĞA DOLDU
ÇIRPTI YAPRAĞINI ÇIBIĞIN YOLDU
BAĞ SAHİBİ GELDİ DEVECİ SİNDİ
VEYSAL KARA DERLER YEMEN ELİNDE

BAĞ SAHİBİ GELDİ DEVECİ YOKTUR
YAYILDIĞI YERİN ÜZÜMÜ ÇOKDUR
OL ZAMAN BİLDİKİ DEVECİ HAKTIR
VEYSAL KARA DERLER YEMEN ELİNDE

ADET KALDI BUDADILAR BAĞLARI
İCAT ETTİAĞALARI BEYLERİ
KAHVE KARAFİL YETİŞDİRDİ DAĞLARI
VEYSAL KARA DERLER YEMENELİNDE

VELİMEYDİR BU SIRA EREYİM DERSEN
SADETLİ SULTANI GÖREYİM DERSEN
SORĞUSUZ CENNETE GİREYİMDERSEN
CANDAN SEVDİĞİNE KIYA BİLİNMİ

mustafaeyidogan dedi ki...

ALEVİLERİN KUTSAL GÜNÜ BUGÜNDÜR.
mustafa iyidoğan tarafından yazıldı
Cumartesi, 02 Ekim 2010 14:04
ALEVİLERİN MATEM GÜNÜ; ON MUHARREMDİR, HAZRET-İ HÜSEYİN’İN KERBELA’DA ŞEHİT OLDUĞU GÜNDÜR. MUHAREM ORUCUNUN ÜÇÜ ŞÜKÜR ORUCU, DOKUZU MATEM ORUCUDUR. ŞÜKÜR ORUCU 1) ADEM ALEYHİSSELAMIN GÜNAHI AF OLUNCU HAVA İLE, YANİ HANIMIYLA KAVUŞUNCA BİR ORUÇ TUTMUŞLAR, 2) NUH PEYGAMBER TUFANDAN KURTULUNCA BİR ORUÇ TUTMUŞ VE ON ÇEŞİT SEBZEDEN ÇORBA PİŞİRMİŞ, AŞURE ÇORBASI NUH’DAN KALMIŞ, 3) NEMRUT, İBRAHİM PEYGAMBERİ ATEŞE ATTIRMIŞ, CENABI ALLAH YAKTIRMAMIŞ, YANMAYINCA BİR ORUÇ TUTMUŞ. BU ÜÇ ORUCU PEYGAMBERLER TUTUP VE AŞURE YAPARLAR. HAZRET-İ HÜSEYİN’İN ŞAHADETİ AYNI GÜNE GELMİŞ. HAZRET-İ HÜSEYİN DOĞUNCA CENABI ALLAH CEBRAİL’İ GÖNDERMİŞ, CEBRAİL ‘’YA MUHAMMED ALLAHIN SELAMI VAR, BU ÇOCUĞUN ADI HÜSEYİN KONACAK, HÜSEYİN DEMEK ALLAH KATINDA ÜSTÜN DEMEK’’ CENABI ALLAH İKİ İSİM GÖNDERMİŞ, BİRİ ZEKERİYA ALEYHİSSELAM’IN OĞLU YAHYA, DİĞERİ İMAM HÜSEYİN, PEYGAMBER EFENDİM TORUNUNUN ADINI ALLAH GÖNDERDİĞİ İÇİN ÇOK SEVİNMİŞ, ŞADUMAN OLMUŞ. CEBRAİL ‘’BAŞIN SAĞ OLSUN, BU ÇOCUK KERBELA’DA ŞEHİT OLACAK’’ PEYGAMBER EFENDİMİZ ‘’NE ZAMAN, KİM ŞEHİT EDECEK, KİM YASINI TUTACAK?’’ DİYE SORMUŞ. CEBRAİL ‘’SENDEN, ALİ’DEN, FATİME’DEN, HASAN’DAN SONRA, VEFASIZ ÜMMETİN ŞEHİT EDECEK, VEFALI ÜMMETİN DE YASINI TUTACAKLAR’’ DEMİŞ. PEYGAMBER EFENDİM ÇOK ÜZÜLMÜŞ VE AĞLAMIŞ. HAZRETİ FATİME VE İMAM ALİ SORMUŞLAR ‘’YA BABA SİFTAH ÇOK SEVİNDİN, ŞADUMAN OLDUN SONRA ÜZÜLDÜN, AĞLADIN’’ HAZRETİ RESÜL ‘’CENABI ALLAH BU ÇOGUĞUN ADINI HÜSEYİN OLARAK GÖNDERDİ, HÜSEYİN ALLAH KATINDA ÜSTÜN DEMEK, ÇOK SEVİNDİM, ŞEHİT OLACAKMIŞ ONA ÜZÜLDÜM’’ DER. HAZRETİ FATİME; ‘’NE ZAMAN?’’ DİYE SORMUŞ. ‘’BENDEN ALİ’DEN, SENDEN, HASAN’DAN SONRA’’, ‘’KİM ŞEHİT EDECEK?’’, ‘’ VEFASIZ ÜMMETİMİZ’’, ‘’YASINI KİM TUTACAK?’’, ‘’VEFALI ÜMMETİMİZ’’. HAZRETİ FATİME ELİNİ SEMAYA KALDIRMIŞ ‘’YARABBİ! HÜSEYİN İÇİN YAZIK OLDU DİYENE, MATEM TUTANA, NE KADAR GÜNAHI VARSA BANA SOR, BANA BAĞIŞLA YARABBİ’’ DEMİŞ. HAZRETİ RESUL DA ŞU HADİSİ SÖYLEMİŞ; ‘’MİN VE GAHİ HÜSEYİN-İ LA HAYFİ NAS’’ YANİ; ‘’HÜSEYİN İÇİN AĞLAYAN GÖZYAŞI DÖKEN, ORUÇ TUTAN, MATEM TUTANI CEHENNEM NARINA YAKMA YARABBİ’’ DİYE BUYURUYOR. GÖKTEN RAHMET YAĞMAZSA YERDE NİMET BİTMEZ. HAZRETİ İBRAHİM, İSMAİL’İ ALLAH’A KURBAN ADAYINCI KURBAN ETMEK İÇİN BIÇAKLA KESMEK İSTEDİ, BIÇAK KESMEDİ, CENABI ALLAH KESTİRMEDİ VE BİR KOÇ GÖNDERDİ, HAZRETİ İBRAHİM KOÇU KESTİ, HAZRETİ İBRAHİM KENDİ KENDİNE ‘’DÜNYADA BENİM GİBİ BİR FERD BULUNUR MU? BİR TEK EVLADINI ALLAHA KURBAN ETTİM’’ DİYİNCE ALLAH’DAN NİDA GELİYOR; ‘’YA İBRAHİM, SEN KURBAN ADADIN BİZ DE BIÇAĞA KESTİRMEDİK, KOÇ GÖNDERDİK, KERBELA’DA AHIR ZAMAN NEBİSİNİN TORUNU HÜSEYİN, 72 SÜVARİSİYLE KUMLAR ÜZERİNDE ŞEHİT EDİLECEK, SENİN Kİ ONUN YANINDA GÖZYAŞI DEĞİL, HÜSEYİN SENİN BU ÇOCUĞUN NESLİNDEN GELECEK ONUN İÇİN KESTİRMEDİK’’ HAZRETİ İBRAHİM ÜZÜLÜP, AĞLAMIŞ. ALLAH’TAN YİNE NİDA GELİYOR; ‘’YA İBRAHİM, HÜSEYİN İÇİN AĞLADINYA, OĞLUNU KURBAN EDMİŞTEN DAHA ÇOK SEVABA ERDİN DİYOR’’ İSMAİL’İN BOĞAZINI BIÇAK BİRAZ ZEDELEMİŞ, ANNESİ HACER ÖYLE ÜZÜLMÜŞ Kİ, AĞLAMIŞ VE BİR DAHA İFLAH OLMAMIŞ. HAZRETİ HÜSEYİN’İN ANASI FATİME, KUMLAR ÜSTÜNDE YATAN OĞLUNU 124 OK VE KILIÇ YARESİ VE BOĞAZI KESİK VAZİYETTE GÖRSEYDİ NE YAPARDI? MÜSLÜMANIM DİYENLER HAZRETİ İSMAİL İÇİN KURBANLAR KESİYORLAR, HACCA GİDİYORLAR, ŞAFAAT İSTEDİKLERİ PEYGAMBERİN TORUNU İÇİN ORUÇ TUTAN VE MATEM EDENLERE, YAKIN ZAMANA KADAR ORUCUNU BOZDURUYORLARDI, ACABA DÜŞÜNMEZLER Mİ KİMİN İZİNDEN GİTİKLERİNİ, DEDESİ HÜSEYİN VE HASAN İÇİN; ‘’YARABİ, BUNLARI SEVENİ BEN SEVİYORUM SEN DE SEV, BUNLARA DÜŞMAN OLANA SEN DE DÜŞMAN OL’’ DİYOR. ALEVİLER İÇİN, ALEVİLİK DİN DEĞİL DİYENLER KENDİLERİNİN NERDE OLDUĞUNU, KİMİN, HANGİ PEYGAMBERİN ÜMMETİ OLDUKLARINI BEN ANLAYAMIYORUM
MUSTAFA İYİDOĞAN DEDE TL 0542-323-53-90

mustafaeyidogan dedi ki...

YAĞMUR OLSAM KERBELANIN ÇÖLÜNE
SU VERMEDİ MUHAMMEDİN GÜLÜNE
FIRSAT GEÇDİ YEZİTLERİN ELİNE
ŞAH HÜSEYİN DARDA NERDESİN ALİ

BEŞ ESMA EZELDEN HAŞİMİ SOYU
CEMALİ MUHAMMET ERDEMLİ HUYU
O YEZİT VERMEDİ BİR YUDUM SUYU
ŞAH HÜSEYİN DARDA NERDESİN ALİ

O ZALİM ŞİMİRİN BOZUK MAYASI
HÜSEYİN SU DİYOR DERİN YARASI
ZEYNEP SUYA SALDI CELAL ABBASI
ŞAH HÜSEYİN DARDA NERDESİN ALİ

ŞAH ŞEHİT ORDA YALINIZ KALDI
KAFİRLER ORDUYU ÜSTÜNE SALDI
MELUN MAVİYE GAST ETTİ İNTİGAM ALDI
ŞAH HÜSEYİN DARDA NERDESİN ALİ

CELAL ABBAS SUYU ALDI FIRATTAN
CAR DEDİ YAĞIZI YARDI SURATTAN
KAFİRLER VURDUDA DÜŞÜRDÜ ATYTAN
ŞAH HÜSEYİN DARDA NERDESİN ALİ

VURDULAR KILICI KESDİLER ŞAHI
ZEYNEBİN GÖZYAŞI FERYADI AHI
BEN BU YÜZDEN İSYAN ETTİM ALLAHI
ŞAH HÜSEYİN DARDA NERDESİN ALİ

HÜSEYİN BAŞINI KOYDU MEYDANA
MAVİYE YEZİT DE DOYMADI KANA
OLSA NASIL DAYANIRDI FATİMA ANA
ŞAH HÜSEYİN DARDA NERDESİN ALİ

DAVANIN MASUMU ON İKİ İMAM
YEZİDİN ORDUSU YAMANMI YAMAN
EHLİ BEYİTE NEFER OLSAM O ZAMAN
ŞAH HÜSEYİN DARDA NERDESİN ALİ
Mustafa iyidoğan dede

---------------------------------------------------------

mustafaeyidogan dedi ki...

sayın hüseyin bey zaman kastesinde yazınızı okudum aleviler camiye gelsin diyonuz cem evini ibadet hane saymıyonuz
peygan ber efendim zamanında terevi namazı yoktu halife ömer icat eti yine minare yokdu dört halifenin zamanındada yokdu melun maviye icat eti
peyganber efendim aliye savaş açan bana savaş açar bana savaş açan allaha savaş açar diye buyurdu allaha savaş açanın icatını kusal kabul ediyorsunuz tereviyi cami cami dolaşıp
kılıyorsunuz kusallaştırdınız minareyide kussallatırdınız fetullahıda kussallaştırdınız şimdi türbanı kussallaştırıyor sunuz
camileri bizim vergilerimizle yaptırıyorsunuz hocaların maşınıda vergilerden veriliyo
bizım cem evlerimiz hazireti resul ullahdan imam ali hazireti hasan imam hüseyini şehidi kerbeladan on iki imamdan hacıbekdaş veliden devameden yolumuzun size ne zararı var
müzemil sure sinde allahı tale ya muhammet gegenin yarısınsen evel ve sonra karabetinle ibadet ediyon bizim katımızda en esval ibadet diyo kussal kitabımızda vecena leylin mas yani
gegeleri
güveyi haneni rahat et tir ve ibadet et – niharın mübas yani nihar gündüzleri mübas çalışmak çocuğun rızğına çalış
beşeriyete hizmet et beşeriyete ne hizmet etik trenimi tayareyimi tl tv neicat etik kandökmeden
başka ne yapdık
bizim ibadetimiz bu cemevlerimizi biz yapıyoruz
vazifelilerin maşını biz ödüyoruz yani sıkıntınız ne yaptıklarınız yetmiyomu sıra cemevi,nemi geldi bizim yolumuzda ingidysende ingitme diyo allaha çok şükür
sen niye namaz kılıyon oruç dutuyon diye kimsenin burnunu kanatmadık maraş olayları Sivas çorum olayları cuma namazından çıkıp yapdılar allahı ekber diyerek sivasın maraşın çorumun fali aranıyo failler ortada
sivasın başkan yardımcısı hala ortada yok kuranı kerim kusal kitabımızda asap suresi ayet 70 hey inananlar münafık olmayın dorusunu söyleyin diye buyuruyor
Mustafa iyidoğan dede

Kimse Bana Yaran Olmaz Yar Olmaz
Mertlik Hırkasını Giydim Giyeli
Dünya Bomboş Olsa Bana Yer Kalmaz
İnsana Muhabbet Duydum Duyalı

İmanım Hükümdar Benliğim Esir
Ehl-İ Beyti Sevdim Dediler Kusur
Kimi Korkak Dedi Kimi De Cesur
Kurt İle Kuzuyu Yaydım Yayalı

Ardımdan Vuranlar Yüzüme Güler
Kestiği Az Gibi Parçalar Böler
Herkes Kılıcını Boynumda Biler
Başımı Meydana Koydum Koyalı

"Bu Kızılbaş Olmuş, Yunmaz" Diyorlar
"Kestiği Haramdır, Yenmez" Diyorlar
"Camiye Mescide Konmaz" Diyorlar,
İmam Şah Hüseyn'e Uydum Uyalı

Kimi Benden Kağıt Hüccet Arıyor
Hal Bilmeyen Dip Dedemi Soruyor
Dostlar Ölümüme Karar Veriyor
Sefil Selimi'yim Dedim Diyeli